Assassin’s Creed Mirage, serinin ilk oyunlarına bir saygı duruşu niteliğinde ancak serinin karakteristik sorunlarından hala etkileniyor. Ubisoft Bordeaux’un geliştirdiği bu gizlilik aksiyon oyunu, dar kapsamlı yapısıyla dikkat çekici ve tazeleyici. Ancak, serinin genelindeki yorucu eğilimler geri dönüyor ve ana hikayenin temel unsurlarını boş birer dikkati dağıtıcı haline getiriyor. Bu incelemede, Assassin’s Creed Mirage’ın güçlü ve zayıf yönlerine yakından bakacağız.
Bağdat’ın Sırlarına Yolculuk: Mirage, 9. yüzyıl Bağdat’ında, Abbasiler Halifeliği’nin hüküm sürdüğü dönemde geçiyor. 11 yıl öncesine giderek, Valhalla’nın atası olan Basim Ibn Ishaq’ın hikayesini anlatıyor. Mirage, Basim’in Gizlilere katılımını ve Anahtar Kardeşler’in (Templar Kardeşliği’nin öncüsü) Bağdat toplumunu kontrol etme çabalarını ele alıyor. Bağdat’ın sokaklarında ve tarihinde geçen bu hikaye, oyunun en etkileyici ve büyüleyici yönü.
Köklerine Dönüş: Assassin’s Creed Mirage, serinin başlangıçlarına sadık kalarak köklerine dönüş yapıyor. Görünüşe göre, Ubisoft Bordeaux, seriyi köklerine geri döndürmeyi hedefliyordu ve Mirage bu amaca hizmet ediyor. Oyunda, Basim’in Gizlilere katılım süreci, gizemli düşmanları ortaya çıkarmak için yaptığı araştırmalar ve entrikalarla dolu görevler bizlere Assassin’s Creed’in temel unsurlarını hatırlatıyor.
Sokaklarda Gizli Operasyonlar: Mirage’da, Bağdat sokaklarında gizlilikle dolu operasyonlar gerçekleştiriyoruz. Görevlerimiz, hedefe ulaşma yolunda gizlice hareket etmeyi ve düşmanları sessizce ortadan kaldırmayı gerektiriyor. Bu, Hitman’ın bulmaca dolu seviyeleri kadar karmaşık olmasa da, her suikast görevi oldukça katmanlı ve ilgi çekici. Her sızma, birden fazla çözüm sunuyor ve bu da son hedefe ulaşmak için bir dizi küçük görevi gerektirebilir.
Bağdat’ın Derinliklerine İniş: Oyun, Bağdat’ın sokakları ve olaylarını büyük ölçüde kapsıyor. Şehirde dolaşırken, eşyalarla dolu sandıklar, gizli hazine konumlarını belirten ipuçları, Bağdatlıların çeşitli zorluklarını ortaya koyan hikayeler, çeşitli koleksiyonlar ve daha fazlası karşımıza çıkıyor. Bu, isteğe bağlı içeriğin ana hikaye noktalarına giderken keşfedilebileceği doğal bir oyun döngüsü oluşturuyor.
Assassin’s Creed Mirage, serinin köklerine dönüş yaparak, oyunculara unutulmaz anıları hatırlatıyor. Ancak, bazı zayıf halkalar da bu dönüşte kendini gösteriyor. Mirage, geniş açık dünya maceralarının aksine, serinin ne kadar büyük bir potansiyele sahip olduğunu gösteriyor. Ubisoft’un gelecekte daha klasik Assassin’s Creed oyunları üretmesini umuyoruz.